İktisat Bölümünü Kazanan Öğrencilere Öneriler (TR)

Apr 5, 2014 17:40 · 992 words · 5 minutes read bachelor degree ege university economics

Ege Üniversitesi İktisat bölümünü kazandığım yaz, internet üzerindeki araştırmalarım neticesinde iktisat ile ilgili olarak uzunca bir kitap listesi hazırlamıştım. Okumaya başladığım ilk kitap oldukça teorik olduğu için, bir okuma planına ihtiyacım olduğunu düşündüm. Bunun üzerine Ege Üniversitesi İktisat bölümü akademik kadrosundan bir araştırma görevlisi ile hazırladığım “kitap listesi” ve “okuma planı” üzerine görüştüm. Bu konu ile ilgili alanında uzman birinden bir yönlendirme almak işimi epey kolaylaştırmıştı.

Ben de bu blog yazımda, iktisat bölümünü yeni kazanan iktisatçı adayı arkadaşlarıma, iktisat bölümü dördüncü sınıf öğrencisi olmamın verdiği yeti ile birkaç öneride bulunmak, bölüm ve üniversite ile çatışmanın en çok yaşandığı birinci sınıf ile ilgili olarak birkaç şey paylaşmak istedim.

Az önce 2014 ÖSYS Kontenjanları Kılavuzu’nu kaynak alarak, üşenmeden, tek tek iktisat bölümü kontenjanlarını saydım. Sayılar epey yüksek! Türkiye’de yaklaşık olarak 20.500 iktisat bölümü kontenjanı var. Belirtmem gerekir ki, bu kontenjana kılavuzda yer alan “yurtdışındaki üniversiteler”, “ekonometri” ve “finans” gibi türev bölümler de dahil değil!

💡Pekiyi, her yıl yaklaşık olarak 20.000 mezun veren bir bölümde, bir adım öne çıkmak için ne yapmalı, nereden başlamalı?

Bu yazıyı yazarken, bunun üzerine ben de tekrar tekrar düşündüm. Ben iktisadı bir bilim dalı olarak tercih edip akademisyen olmak isteyen bir öğrenciyim; fakat diğer tarafta iktisadı meslek kazanma amacı ile tercih eden, özel sektörde ya da kamuda çalışmak üzere tercih eden birçok arkadaşım da mevcut. Bu noktada lisans eğitimini hepimizin tekdüze geçirmesi düşünülemez. Bu yüzdendir ki, bu yazıyı genel hatlarıyla ele alıp bir sonraki yazımda ise akademide, özel sektörde ve KPSS’de başarılı olan arkadaşlarımdan da yola çıkarak daha spesifik bir yazı kaleme almam gerektiği kanaatine vardım.

Ege Üniversitesi İktisat bölümü 1’inci sınıf kataloğunda “Hukuk, Matematik, Türk Dili, İnkılap Tarihi” gibi lise derslerinizden pek de bağımsız olmayan derslerin yanı sıra “İşletme, Makro ve Mikro İktisada Giriş” gibi daha önce hiç karşılaşmadığınız derslerle de karşılaşacak ve birçoğunuz bu derslerin zorluğundan yakınarak, derslere devam etmeme kararı alacaksınız. Hatta birçok dersin İngilizce olması, belki de vizeden bir önceki haftaya kadar fakülteye hiç uğramamanıza dahi yol açacak. Açmamalı!

Evet, derse her gittiğinizde birçok teorik bilgi edinecek –hem de İngilizce!- ve bu bilgilerin gündelik hayatta ne işe yaradığını her defasında sorgulayacaksınız, fakat her ne kadar neo-liberal politikaların hemen hemen tüm dünya üniversitelerinde hüküm sürdüğü gibi, bizim fakültemizde de neo-liberal iktisat eğitimi verilse dahi, edindiğiniz bu bilgiler, bir merdiven basamağı misali üst üste eklemlendirilerek mezuniyete kadar ulaşacak.

Üniversiteden bir hocamın verdiği örnekle açıklamak gerekirse bir doktor nasıl ki hastasına “aaa, ben üniversitedeyken solunum yollarına pek çalışmamıştım, o yüzden seni tedavi edemeyeceğim” diyemiyorsa iktisat bölümü öğrencisinin de kendi alanındaki müfredat ile yükümlü olduğunu düşünüyorum.

Lisansta geçen dört senenin ardından, iktisatın bilgi edindikçe, bildikçe sevilen bir bilim dalı olduğunu deneyimledim. Dersinize giren bazı hocalarınız bilgiyi aktarma konusunda başarısız olabilir ya da sizin dil seviyeniz konuyu kavramanız için yeterli olmayabilir. Siz de bu açığı “derslere katılmayarak” değil, daha fazla ve düzenli çalışarak kapatabilirsiniz diye düşünüyorum.

Diyelim ki dersler gayet yolunda.

💡Pekiyi iktisat, gündelik hayatınızın neresinde yer almalı? İktisat bölümü birinci sınıf öğrencisi zamanını nasıl daha nitelikli değerlendirmeli?

- Süreli yayınlar: İlgi alanlarınız doğrultusunda mutlaka “İktisat ve Toplum”, “Birikim”, “The Economist”, “Toplum ve Bilim”, “Capital”, “İktisat, İşletme ve Finans”, “Para” gibi süreli yayınları takip etmelisiniz. Günde sadece 1 TL’ye ayda en az 3 adet dergi okuyabilir, hatta imece usulü arkadaşlarınızla da dayanışabilirsiniz.

- Günlük ekonomi haberleri: Bir iktisat bölümü lisans öğrencisi, düzenli olarak ekonomi köşe yazarlarını takip etmeli, ekonomi bloglarını okumalıdır (yazaroku.com sitesini kullanarak, ekonomi kategorisinden tüm ekonomi köşe yazılarına ulaşabilirsiniz).

- Yabancı dil: Birinci sınıf, lisans eğitiminiz süresince en çok boş vaktinizin olduğu dönemdir. Bu dönemde ne kadar çok yabancı dil çalışırsanız İngilizce olan derslerin sınavlarında kendinizi ifade etmekte zorlanmaz, özellikle son sınıfta mezuniyet sonrası planlarınıza odaklanırken, yabancı dil çalışmak zorunda kalmazsınız. O yüzden bu dönemde, olabildiğince çok yabancı dilde film ve dizi izlemeli, yabancı dildeki yayınları takip etmelisiniz. Özeleştiri yapmam gerekirse, ben bu konuda hala hayıflanıyorum.

- Teknik beceriler: Bilgisayar kullanım bilginiz sosyal medyadan ibaret olmasın. Bilgisayar derslerine düzenli olarak katılmaya özen gösterin. Bilgisayar dersinde eğitimi verilen Microsoft Office araçlarını iyi öğrenmelisiniz, çünkü daha sonraki yıllarda yapacağınız sunumlarda, yazacağınız makalelerde ve istatistik-ekonometri derslerinde bu ve diğer araçları sıkça kullanacaksınız. Microsoft Office araçlarını iyi derecede kullanamamanız durumunda ise mezuniyet sonrasında binlerce TL bütçe ayırıp özel bir kursa gitmek mecburiyetinde kalabilirsiniz.

- Üniversite toplulukları: Benim önemsediğim diğer bir konu ise, üniversite bünyesindeki spor takımlarında, üniversite kulüplerinde ya da şehrinizdeki sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak yer almak. Üniversite kulüpleri “başkanlık(!)” mertebesine ulaşmak için yapılan kulislerin çok ötesinde, sivil dayanışma ve takım çalışmasının deneyimleneceği en güzel alanlardır. Oryantasyon döneminde tüm topluluklar hakkında bilgi edinmeye, tanışma toplantılarına katılmaya çalışın. Bu kulüpler belki en yakın arkadaşınızı bulacağınız, belki de yaşamınızda çok farklı alanlara yönelmenizi sağlayacak topluluklar olabilir.

- Sosyal hayat: Özellikle İzmir minvalinde konuşacak olursam Ege Üniversitesi İİBF, kampüsün dışında, Küçükpark’a yakın bir yerde konumlanmıştır. Bu yüzden öğrenciler, dersler biter bitmez soluğu Küçükpark’ta alır. Küçükpark, ilk etapta sosyalleşmek için bir alternatif olarak görülebilir, fakat İzmir’in ulaşım avantajlarını değerlendirin ve İzmir’i ilçe ilçe, sokak sokak gezin. Vizeler yaklaşırken, ders çalışmayı hiç istemediğiniz bir günde, bu plansız küçük geziler sizi inanılmaz motive edecek, eminim.

- Konferans ve seminerler: Kampüs içerisinde ve İzmir’de, ilgilendiğiniz konulardaki seminer ve konferanslara katılmaya çaba gösterin. Her konferans ve seminer, siz hiç farkında olmasanız dahi farklı kapılar açar, sizi merak etmeye, sorgulamaya ve araştırmaya yönlendirir.

Birkaç öneri demiştim, ama bayağı uzun bir yazı oldu.

- Son olarak, lütfen okuyun ve okuduklarınızı not edin. Okurken kendinize sorular sorun. Merak ettiklerinizi, yeni öğrendiklerinizi paylaşın.

- Fakültede salt “yeni alınan ayakkabılar, ruj renkleri ya da saç modelleri” üzerine sohbet ettiğiniz arkadaşlarınız olmasın; dünya sorunlarına kafa yoran, sohbeti hoş, entelektüel, idealist, son derste işlenen konuları tartışabileceğiniz, kitap takası yapabileceğiniz arkadaşlarınız da olsun.

Wikipedia’dan alınan bilgiye göre,

Üniversite, Eflatun ve Aristo’nun hiçbir politik ve dini baskı unsuru olmadan öğrencileri ile felsefi tartışma yarattıkları ortamdan esinlenerek günümüze kadar evrensel ölçekte bağımsız ve tüzel kişiliğe sahip kurumlar olarak adlandırılmıştır. Üniversite, felsefi tartışma ortamında akıl sürecini duygusal sürecin önüne alarak kişilerin olayları görerek ve tartışarak farkına varılabilirliğini sağlayan ortamlardır.

Umuyorum siz de, üniversite eğitiminizi bu tanımlama ışığında tamamlarsınız.

Şimdiden başarılar dilerim.